Ana içeriğe atla

Ayak Nasırlarını Kökünden Kazıyan Evde Yapabileceğiniz 7 Denenmiş Kanıtlanmış Yöntem



En olmadık zamanlarda insanın ayakkabılarını çıkarıp yalın ayak yürümesine sebep olacak kadar ızdırap veren oluşumlardır ayak nasırları. Bu yazımıza, işte bu ızdıraba son vermek için uygulanabilecek bitkisel tedavileri ve ayak nasırından korunmak için alınabilecek doğal önlemleri konu ettik.


Ayak Nasırı İçin Bitkisel Tedaviler


Ayak nasırlarının tedavisine mümkün olduğunca erken, nasır çok fazla kalınlaşmadan başlanmalıdır. Tedavi edilmeden ve önlem almadan geçen her gün, nasır tabakalarının artmasına ve kalınlaşmasına sebep olur ve tedavi güçleşir.





Tedavide kullanılan hiçbir yöntem ve ürün, nasır oluşumuna sebep olan bası ortadan kaldırılmadan etkili olamaz. Bu yöntem ve ürünler öncelikle nasır oluşumunu önlemeye yöneliktir. Nasır oluşumu başladıysa da hedef, nasır tabakasını, alttaki sağlıklı deriye zarar vermeden ortadan kaldırmaktır.


1. Meyan Kökü :

İçeriğindeki yüksek miktardaki şeker sebebiyle meşrubat, bira, ilaç ve şekerleme sektöründe kullanılan meyan kökü, binlerce yıldır tüm dünyada sağlık alanında geleneksel olarak en çok kullanılan bitkilerden biridir. Ülkemizde de farklı yörelerde farklı isimlerle ( tatlı kök, peyam, beyam, boyam) tanınan ve çok kullanılan bitkidir.



Anadoluda daha çok antiseptik ve bağışıklık güçlendirici etkilerinden faydalanmak için kullanılır. Ayak nasırı tedavisinde kullanımı için; 4-5 tane meyan kökü blender ya da kahve çekme makinesinde toz haline getirilir. Bu toz, azar azar limon suyu eklenerek hamur kıvamına getirilir. Gece yatarken nasırlı bölgeye bir miktar konur ve üzeri sarılır.


Sabah nasırlı bölge ılık suyla yıkanarak temizlenir. Bu şekilde 3-4 gece kadar tekrar edilen bu yöntemle, nasırlaşan deri tabakalar yumuşayacak ve temizlenmeye hazır hale gelecektir.



2. Ananas :

Ülkemizde yetişmemesine rağmen, tropikal bir meyve olduğu için her mevsim kolaylıkla bulunabilen ananas, özellikle cilt sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Meyve olarak tüketilir, suyu içilir, pasta süslemesinde kullanılır. Son zamanlarda kurutulmuş ananas dilimleri de oldukça yaygın. Ülkemizde yetişmediği için, geleneksek bir kullanım alanı yoktur. Fakat içeriği ve sağlık için faydaları bilinmektedir.


Nasır tedavisinde de zengin vitamin, mineral içeriği ve hücre yenileyici özelliği sayesinde fayda sağlar. Bunun için; 1 dilim taze ananas nasırlı bölgeye sarılarak, bir gece bekletilir. Bu uygulamaya nasır tabakaları kat kat yumuşayana kadar 1 hafta kadar devam edilebilir. Her defasında uygulamadan önce ve sonra ayaklar yıkanmalı ve derinin yumuşaması sağlanmalıdır. Fakat ayakları ıslak bırakmamaya da dikkat edilmelidir.



3. İncir :

Lif bakımından çok zengin besin maddesi olan incir, başta kabızlık olmak üzere pek çok sindirim probleminde de son derece faydalıdır. Kalsiyum, bakır, magnezyum, potasyum ve kükürt açısından da en zengin içeriğe sahip meyvedir.


Yaş ve kuru inciri yiyerek bu zengin içerikten faydalanabiliriz. Fakat nasır tedavisinde olduğu gibi pek çok başka cilt sorununda da bize fayda sağlayacak olan, incirin sütüdür. Tam olgunlaşmamış incir meyvesinin ya da yapraklarının sap kısmından sıkarak çıkartılan bu beyaz sıvı çok değerli bir besin maddesidir aynı zamanda. Siğil, çıban ve nasır tedavisinde bu meyve özünün kullanımı tüm dünyada çok yaygındır. Ham incir meyvesinin ya da yapraklarının sütü direk olarak nasırlı bölgeye damlatılabilir ya da süte batırılmış bir parça sargı beziyle uygulanabilir.



4. Limon :

C vitamini kaynağı olarak bildiğimiz ve en çok gribal durumlarda faydalandığımız limon, asitli içeriğiyle de nasır tedavisinde kullanabileceğimiz doğal bir kaynak olarak karşımıza çıkar.


Uygulaması son derece kolaydır, herhangi bir hazırlık gerektirmez. Nasırlı bölgeye direk olarak sürülür ve kuruyana kadar beklenir. Nasır iyice yumuşayana kadar, her gün ve günde 2-3 sefer uygulanabilir. Sağlıklı el ve ayaklara da zaman zaman uygulamakta fayda vardır.



5. Sarımsak :

Ülkemizde geleneksel tedavi yöntemleri arasında ilk sıralarda yer alan sarımsak tansiyonu dengelemekten, yaraların iyileştirilmesine kadar pek çok sağlık sorununda kullanılır. Gerçekten de bakteri ve mantarların enfekte olmasını engelleyen bileşiklere sahiptir. Tüm dünyada bilinen bir antiseptik yani mikrop öldürücüdür.


Sarımsağın bu özelliklerinden ayak nasırı tedavisinde yararlanmak için; 1 diş sarımsak ortadan ikiye bölünür ve nasırlı bölgeye, hafifçe bastırılarak sürülür. Sarımsağın yapışkan özü, nasıra iyice yedirilmelidir. Bu özden daha çok faydalanmak için sarımsağa rendeleme işlemi de yapılabilir. O zaman gece yatarken, rendelenmiş bir diş sarımsak nasırlı bölgenin üzerine konur ve bir sargı beziyle kapatılarak bu şekilde bir gece bırakılır. Sabah ılık suyla temizlenir.



6. Kuru Soğan :

Doğal bir antibiyotik olarak tüm dünyada kabul gören kuru soğan aynı zamanda hücre yenileyici özelliğe sahip değerli bir besindir. Türk mutfağında pişmiş ya da çiğ olarak kendine çok geniş bir yeri olan kuru soğan, nasır tedavisinde de farklı yöntemlerle kullanılabilir.


a) Bir kuru soğan, kabukları soyulup 4’e bölünür ve sadece üzerini geçecek kadar suyla haşlanır. Su kaynamaya başladıktan sonra kapağı kapatılarak ve ocağın ateşi kısılarak 15 dakika kadar haşlanan ve yumuşayan kuru soğan blenderla püre haline getirilir. Nasırlı bölgeye, kalın bir tabaka halinde yayılan ezilmiş soğanın üstü kapatılarak, tercihen bir gece bu şekilde geçirilir.



b) Kuru soğan çiğden rendelenerek bir tel süzgeçe alınır ve suyunun süzülmesi sağlanır. Bu su, bir kulak çubuğu yardımıyla nasırlı bölgeye sürülür.


c) Bir kuru soğan halka halka doğranır ve üzerini geçecek kadar sirkenin içinde 2-3 saat bekletilir. Sürenin sonunda sirkenin içinden alınan soğan halkaları nasırlı bölgenin üzerine yerleştirilir ve gazlı bezle sarılarak sabitlenir.



7. Hint Yağı :

Hintyağı bitkisinin tohumlarından elde edilen hint yağı, tıp alanında ve otomotiv sektöründe yaygın olarak kullanılan bitkisel bir yağdır. Hazmı zor olduğu için yemeklerde kullanılmaz ama laksatif etkisi sebebiyle kabızlık tedavisinde kullanımı yaygındır.


Cilt için de çok iyi bir nemlendiricidir. Ayak nasırlarının tedavisinde hint yağından en iyi şekilde fayda sağlamak için, nasırlı bölge hint yağıyla masaj yapılarak ovulur. Bu işlemi ayaklarınızı bir süre ılık suda dinlendirdikten ve kuruladıktan sonra yapar ve yumuşak bir çorap giyerek geceyi bu şekilde geçirirseniz daha iyi sonuç alırsınız.



Nasır tedavisi sabır gerektiren bir süreçtir. Yukarıda söz edilen bitkisel uygulamalardan hangisi tercih edilmiş olursa olsun, ayak nasırından bir seferde kurtulmayı beklemek yanlıştır. Tedavide amaç, kalınlaşan deriyi yumuşatarak tabaka tabaka soymak ve sağlıklı deriye ulaşmaktır. Öte yandan nasıra sebep olan baskıyı ve sürtünmeyi de ortadan kaldırmak gerekir.



Nitekim ayaklarda nasıra sebep olan en önemli sebep, yanlış ayakkabı seçimleridir. Ayak yapısına uygun ayakkabılar seçilmeli ve her gün aynı ayakkabıyı giymekten kaçınılmalıdır. Nasır oluşumunu engellemek için ayaklarınızı her gün yıkayın. Her banyoda ponza taşı ile ölü deriyi temizlemeyi, zaman zaman da ılık karbonatlı suyla ayak banyosu yapmayı alışkanlık haline getirin. Yıkadıktan sonra ayaklarınızı çok iyi kurulayın ve nemlendirin. Ayaklarınızı nemlendirmek için hint yağı iyi bir seçenektir.



Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen...


Görsel kaynaklar:
  • https://www.youtube.com/watch?v=B-G1CY50mTA
İçerik Kaynakları :
  • https://www.youtube.com/watch?v=tHMYsBr5WGo

ŞUAN EN ÇOK NE OKUNUYOR 👇👇

Japon Çocuklarının Uysal Olma Nedenleri (Muhteşem, Herkes Okumalı)

Japon halkının karakteri dünyada birçok kesimlerce beğenilmektedir. Onların, aşırı büyük trajedileri muazzam bir stoacılıkla karşıladıklarını görürüz. Hiçbir durumda kontrolü ve kolektif bilinci kaybetmezler. Ayrıca, başkalarına gösterdikleri büyük saygı ve iş ahlakı ile bilinirler. Sadece Japon yetişkinler değil, çocuklar da Batı dünyasında gördüğümüz şeylerden çok farklıdır. Çok genç yaştan itibaren, yumuşak huylu ve nazik olmak ile meşhurlardır. Japon çocuklar öfke nöbetlerine girmez ve kontrolü kaybetmezler. “ Başarısız bir şekilde kendi tepkilerini kontrol etmeye çalışmak, korkunun köleliğine yol açan senaryosudur. ” – Giorgio Nardone Japonlar, kendini kontrol etme, saygı ve dizginleme değerlerinin hakim olduğu bir toplum oluşturmayı nasıl başardı? Çok katı oldukları için mi disiplinli bir topluma kavuştular? Ya da belki, çocuk yetiştirme stratejileri etkili kalıpları mı içeriyor? Bu konuyu daha ayrıntılı olarak inceleyelim. Japonlar aileye çok öne

Temizlikte Asla Sirke Kullanmamanız Gereken 6 Yer

Kimyasal kullanmamak için çoğu zaman ev temizliğinde sirke kullanırız. Ancak ev temizliğinde sirke her zaman yarar sağlamıyor. Evinizde kullandığınız birçok noktada sirke yarar yerine zarar verebiliyor. İşte ev temizliğinde asla sirke kullanmamanız gereken yerler. Sirke yemekler dışında temizlik konusunda da çoğu ev hanımının kurtarıcısı haline geldi. Yer silmeden çamaşır makinesinde yumuşatıcı olarak kullanmaya, dibi tutmuş tencereleri temizlemeye kadar daha birçok şeyde sirke kullanılıyor. Ancak sirke ev temizliğinde bir numaralı yardımcınız olsa da asla kullanılmaması gereken yerler var. İşte ev temizliğinde sirkeyi kullanmamanız gereken yerler 1 : Granit ve mermer mutfak tezgâhları  : Sirke içerisinde yer alan yoğun miktardaki asit nedeniyle granit ve mermer yüzeylere zarar verebilir, lekelenmeler oluşmasına neden olabilir. 2 : Ütüdeki yanık lekeleri  : Bayanların korkulu rüyası haline gelen ütü üzerine yapışmış yanık lekeler

Çamaşır Yumuşatıcının Harikalar Yarattığı Hiç Tahmin Edemeyeceğiniz 7 Yer

Bazı temizlik malzemeleri kullanım amaçlarının dışında da kullanılabiliyorlar. Evinizde kullandığınız birçok temizlik ürünü farklı alanlarda da kullanılabiliyorlar. Bunlardan biri de yumuşatıcı. Sadece kıyafetlerinizi yumuşatmakla kalmıyor aynı zamanda evinizin pırıl pırıl olmasını sağlıyor. Kulağa garip gelse de yumuşatıcılar, temizlik ürünlerinden daha fazla işe yarıyorlar. Yumuşatıcıyla yapabileceğiniz yedi farklı şeyi gördükten sonra siz de hak vereceksiniz. 1- Pencereler :  Pencereleriniz mi kirlendi? Sıkıntı yok! Hemen suyun içine yumuşatıcı ekleyin. Sprey şişesine koyup pencerelerinize sıkın ve kuru bezle camlarınızı temizleyin. Pencerelerinizin nasıl parladığını görünce siz bile şaşıracaksınız! 2- Yerler :  Yumuşatıcılar, sadece kıyafetlerinizi yumuşatmakla kalmaz aynı zamanda yerleri de pamuk gibi yapar. Ilık suyla yumuşatıcıyı karıştırın ve karışımla yeri paspaslayın. Yerde en ufak bir toz kalmayacak ve sert zemininizin yumuşadığını

Asla Buzdolabına Koymamanız Gereken 11 Yiyecek -

Mesela ekmeği buzdolabında mı, dondurucuda mı yoksa ekmek kutusunda mı saklamalıyız? Domatesi dolaba mı yoksa mutfak dolabına mı koymalıyız? Buzdolabına konulmaması gereken yiyecekler hakkında ne kadar bilgimiz var? Bazı yiyecekler tamamen buzdolabının dışında tutulmalı. Bunlardan en fazla tartışılanı kuşkusuz tereyağı oldu. İnsanlar tereyağını nasıl ve ne kadar süre dolabın dışında tutabileceklerini tartıştı. Dolaba konan yağı sürmek zor, peki ne yapmalıyız? Araştırmalar tereyağını ambalajından çıkarmadan buzdolabında saklamamız gerektiğini ve kullanmadan 10, 15 dakika önce çıkarmamızı söylüyor. Çünkü tereyağı pastörize sütten yapılıyor ve uzun süre dışarıda kalınca bozulma ihtimali artıyor. Tuzlu tereyağının bozulma süresi daha düşük çünkü tuz, bozulma oranını azaltıp bakterileri uzak tutuyor. Özetle, tereyağını tüm hafta boyunca dışarıda tutmanız önerilmiyor ama birkaç saat dışarıda kalmasında da sorun yok. Bazı yiyeceklerse tamamen buzdolabının dışın

Oğlunu Kaybeden Babanın Çocukları Hala Hayatta Olan Anne ve Babalara 9 Tavsiyesi +

Çocuklarınızın her daim yanınızda olacağını düşünerek hata ediyorsunuz. İşimizle ve diğer sorunlarla o kadar meşgulüz ki hayatımızdaki en değerli varlıkları unutuyoruz. Evlat acısını kimsenin tecrübe etmemesi söylenir. Richard Pringle ismindeki babanın Hughie ismindeki oğlu geçtiğimiz yaz beyin kanaması geçirdikten sonra hayatını kaybetti. Acılı baba, şimdi diğer anne ve babaların okumasını istediği 9 maddelik bir liste oluşturdu. Bütün anne ve babaların okuması gerekiyor. Minik Hughie henüz 3 yaşındayken hayatını kaybetti. Baba, Mirror’a “Beyin kanaması geçirme şansı sadece %5’ti. Maalesef %5’lik ihtimal gerçekleşti” dedi. Oğlunu kaybettikten bir yıl sonra Richard diğer anne ve babaların okumasını istediği 10 maddelik bir tavsiye listesi hazırladı. Okuyanlar hem duygulandılar hem de herkesin okuması için hızla paylaştılar. İşte Richard’ın evlatları hayatta olan anne ve babalara 10 tavsiyesi:     1. “Çocuklarınızı ne kadar öperseniz öpün size az geli