Ana içeriğe atla

Vücudunuzun Günlük Tuz Limitini Çoktan Aştığının En Kritik Göstergesi

Çok fazla tuz tüketmeniz sonucunda vücudunuzda ortaya çıkacak sorunları sizin için derledik. Bunlar çok kritik uyarılar. Mutlaka dikkate almanız lazım.

Diyetisyenlere göre vücudumuzun günlük ihtiyaç duyduğu tuz miktarı 1 çay kaşığı kadardır. Ancak yapılan araştırmalara göre bir kişinin günlük tükettiği tuz miktarı ortalama 2 çay kaşığıdır.

Aşırı tuz tüketimi hipernatremiye sebep olur ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

7.Şişlik

Eğer yüzüğünüz parmağınıza dar gelmeye başladıysa, ayaklarınızda şişlik hissediyorsanız veya sabah kalktığınızda gözleriniz şişmişse, büyük ihtimalle aşırı tuz tükettiğiniz içindir.

Aşırı miktarda tuz yediğiniz zaman vücudumuz fazla su tutmaya başlar ve vücüdumuzun belli noktalarında ödemler oluşur. Ödemlerin tedavisi için oldukça sıkı bir diyet programı uygulamak gerekir.

6. Aşırı susuzluk

Tuzun içinde bulunan sodyum vücudumuzdaki sıvıyı dengelemeye yardımcı olur. Çok fazla tuz tükettiğimiz takdirde ise vücudumuz fazla sodyumu dengelemek  ve diğer organların daha düzgün çalışması için daha fazla sıvıya ihtiyaç duyar.

Yani vücudumuz sodyum-su oranını dengede tutmaya çalışır ve bunu sağlamanın en kolay yolu su içmektir.

5. İdrar renginin değişmesi

Vücudumuzda biriken sodyum 2 nedenden ötürü idrar renginde ve idrara çıkma sıklığında değişikliğe sebep olur:

Çok fazla tuz tüketmek, fazla tuzu vücuttan dışarı atmak için böbreklerimizin daha fazla çalışmasını sağlar. Bu da idrara çıkma sıklığını arttıran ve idrarın rengini şeffaflaştıran böbrek rahatsızlıklarına yol açar.

Vücudumuzda çok fazla sodyum bulunması sıvı kaybına yol açar ve aşırı derecede sıvı kaybı sonucunda idrara çıkma sıklığı azalır ve idrarın rengi koyu sarıya döner.

4. Kemik ağrıları

Aşırı tuz tüketimi, güçlü kemik oluşumunu engelleyen bir unsurdur. Özellikle sofra tuzlarını çok fazla kullandığınızda böbrekler fazla sodyumu dışarı atamaz ve bu da kalsiyum kaybını inanılmaz derecede arttırır.

Kalsiyum eksikliği sonucunda ise zayıf kemikler, diş hastalıkları ve ileri seviyede ise kemik erimesi gibi problemler gözükmeye başlar.

3. Kas ağrıları

Vücudumuz için oldukça önemli iki element olan sodyum ve potasyum dengesini sabit tutmak, sağlığımız için oldukça önemlidir.

Bu elementlerin dengede olması, vücuttaki kasların düzgün çalıştığını gösterir. Aşırı tuz tüketiminde ise vücuda fazla sodyum girdiği için sodyum-potasyum dengesi bozulur ve kaslarda ağrı, kramp ve acı görülür.

2. Kalıcı baş ağrıları

Aşırı sodyum tüketimi kanımızın vücutta kapladığı hacmi yükseltir ve kan damarlarımızda daha fazla yer kaplar.

Damarlara baskı yapan yüksek hacimli kan ise yüksek kan basıncına (hipertansiyon) yol açar ve sürekli bir baş ağrısına neden olur.

1. Zihinsel problemler

Aşırı tuz tüketimi sonucunda ortaya çıkan hipertansiyon, beyninize giden damarlara zarar verebilir. Bu da sağlam düşünebilme yeteneğinizi etkileyebilir ve günlük hayatınızdaki işlerinizi yapmanızı engelleyebilir.

Bonus: Aşırı tuz alımını nasıl azaltabiliriz

Beyaz ekmek, pizza, sandviç, hamburger, salam, sosis, konserve balık gibi aşırı tuzlu fast foodlardan uzak durun.

Restoranlarda yapılan yemekler toplu yapılıdığı için gereğinden fazla tuz içerebilir. Dışarıda yemek yememeye özen gösterin.

Aldığınız ürünlerin etiketlerini, içerdikleri mineralleri ve özellikle sodyum oranlarını mutlaka kontrol edin.

Evde yaptığınız yemeklerde tuz kullanmak yerine, farklı baharatları kullanın. Taze veya kurutulmuş nane gibi bitkiler veya limon suyu, sirke gibi asidik ürünleri kullanarak yemeğin tuz oranını dengeleyin.

Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen...

Görsel kaynaklar:

  • https://www.rd.com/health/healthy-eating/too-much-sodium/
İçerik Kaynakları :
  • https://www.rd.com/health/healthy-eating/too-much-sodium/
  • https://www.curejoy.com/content/effects-of-eating-too-much-salt/

ŞUAN EN ÇOK NE OKUNUYOR 👇👇

Japon Çocuklarının Uysal Olma Nedenleri (Muhteşem, Herkes Okumalı)

Japon halkının karakteri dünyada birçok kesimlerce beğenilmektedir. Onların, aşırı büyük trajedileri muazzam bir stoacılıkla karşıladıklarını görürüz. Hiçbir durumda kontrolü ve kolektif bilinci kaybetmezler. Ayrıca, başkalarına gösterdikleri büyük saygı ve iş ahlakı ile bilinirler. Sadece Japon yetişkinler değil, çocuklar da Batı dünyasında gördüğümüz şeylerden çok farklıdır. Çok genç yaştan itibaren, yumuşak huylu ve nazik olmak ile meşhurlardır. Japon çocuklar öfke nöbetlerine girmez ve kontrolü kaybetmezler. “ Başarısız bir şekilde kendi tepkilerini kontrol etmeye çalışmak, korkunun köleliğine yol açan senaryosudur. ” – Giorgio Nardone Japonlar, kendini kontrol etme, saygı ve dizginleme değerlerinin hakim olduğu bir toplum oluşturmayı nasıl başardı? Çok katı oldukları için mi disiplinli bir topluma kavuştular? Ya da belki, çocuk yetiştirme stratejileri etkili kalıpları mı içeriyor? Bu konuyu daha ayrıntılı olarak inceleyelim. Japonlar aileye çok öne

Temizlikte Asla Sirke Kullanmamanız Gereken 6 Yer

Kimyasal kullanmamak için çoğu zaman ev temizliğinde sirke kullanırız. Ancak ev temizliğinde sirke her zaman yarar sağlamıyor. Evinizde kullandığınız birçok noktada sirke yarar yerine zarar verebiliyor. İşte ev temizliğinde asla sirke kullanmamanız gereken yerler. Sirke yemekler dışında temizlik konusunda da çoğu ev hanımının kurtarıcısı haline geldi. Yer silmeden çamaşır makinesinde yumuşatıcı olarak kullanmaya, dibi tutmuş tencereleri temizlemeye kadar daha birçok şeyde sirke kullanılıyor. Ancak sirke ev temizliğinde bir numaralı yardımcınız olsa da asla kullanılmaması gereken yerler var. İşte ev temizliğinde sirkeyi kullanmamanız gereken yerler 1 : Granit ve mermer mutfak tezgâhları  : Sirke içerisinde yer alan yoğun miktardaki asit nedeniyle granit ve mermer yüzeylere zarar verebilir, lekelenmeler oluşmasına neden olabilir. 2 : Ütüdeki yanık lekeleri  : Bayanların korkulu rüyası haline gelen ütü üzerine yapışmış yanık lekeler

Çamaşır Yumuşatıcının Harikalar Yarattığı Hiç Tahmin Edemeyeceğiniz 7 Yer

Bazı temizlik malzemeleri kullanım amaçlarının dışında da kullanılabiliyorlar. Evinizde kullandığınız birçok temizlik ürünü farklı alanlarda da kullanılabiliyorlar. Bunlardan biri de yumuşatıcı. Sadece kıyafetlerinizi yumuşatmakla kalmıyor aynı zamanda evinizin pırıl pırıl olmasını sağlıyor. Kulağa garip gelse de yumuşatıcılar, temizlik ürünlerinden daha fazla işe yarıyorlar. Yumuşatıcıyla yapabileceğiniz yedi farklı şeyi gördükten sonra siz de hak vereceksiniz. 1- Pencereler :  Pencereleriniz mi kirlendi? Sıkıntı yok! Hemen suyun içine yumuşatıcı ekleyin. Sprey şişesine koyup pencerelerinize sıkın ve kuru bezle camlarınızı temizleyin. Pencerelerinizin nasıl parladığını görünce siz bile şaşıracaksınız! 2- Yerler :  Yumuşatıcılar, sadece kıyafetlerinizi yumuşatmakla kalmaz aynı zamanda yerleri de pamuk gibi yapar. Ilık suyla yumuşatıcıyı karıştırın ve karışımla yeri paspaslayın. Yerde en ufak bir toz kalmayacak ve sert zemininizin yumuşadığını

Asla Buzdolabına Koymamanız Gereken 11 Yiyecek -

Mesela ekmeği buzdolabında mı, dondurucuda mı yoksa ekmek kutusunda mı saklamalıyız? Domatesi dolaba mı yoksa mutfak dolabına mı koymalıyız? Buzdolabına konulmaması gereken yiyecekler hakkında ne kadar bilgimiz var? Bazı yiyecekler tamamen buzdolabının dışında tutulmalı. Bunlardan en fazla tartışılanı kuşkusuz tereyağı oldu. İnsanlar tereyağını nasıl ve ne kadar süre dolabın dışında tutabileceklerini tartıştı. Dolaba konan yağı sürmek zor, peki ne yapmalıyız? Araştırmalar tereyağını ambalajından çıkarmadan buzdolabında saklamamız gerektiğini ve kullanmadan 10, 15 dakika önce çıkarmamızı söylüyor. Çünkü tereyağı pastörize sütten yapılıyor ve uzun süre dışarıda kalınca bozulma ihtimali artıyor. Tuzlu tereyağının bozulma süresi daha düşük çünkü tuz, bozulma oranını azaltıp bakterileri uzak tutuyor. Özetle, tereyağını tüm hafta boyunca dışarıda tutmanız önerilmiyor ama birkaç saat dışarıda kalmasında da sorun yok. Bazı yiyeceklerse tamamen buzdolabının dışın

Oğlunu Kaybeden Babanın Çocukları Hala Hayatta Olan Anne ve Babalara 9 Tavsiyesi +

Çocuklarınızın her daim yanınızda olacağını düşünerek hata ediyorsunuz. İşimizle ve diğer sorunlarla o kadar meşgulüz ki hayatımızdaki en değerli varlıkları unutuyoruz. Evlat acısını kimsenin tecrübe etmemesi söylenir. Richard Pringle ismindeki babanın Hughie ismindeki oğlu geçtiğimiz yaz beyin kanaması geçirdikten sonra hayatını kaybetti. Acılı baba, şimdi diğer anne ve babaların okumasını istediği 9 maddelik bir liste oluşturdu. Bütün anne ve babaların okuması gerekiyor. Minik Hughie henüz 3 yaşındayken hayatını kaybetti. Baba, Mirror’a “Beyin kanaması geçirme şansı sadece %5’ti. Maalesef %5’lik ihtimal gerçekleşti” dedi. Oğlunu kaybettikten bir yıl sonra Richard diğer anne ve babaların okumasını istediği 10 maddelik bir tavsiye listesi hazırladı. Okuyanlar hem duygulandılar hem de herkesin okuması için hızla paylaştılar. İşte Richard’ın evlatları hayatta olan anne ve babalara 10 tavsiyesi:     1. “Çocuklarınızı ne kadar öperseniz öpün size az geli