Ana içeriğe atla

Diyalize Mahkum Olmayın! Göz Göre Göre Böbrekleri Tüketen 10 Alışkanlık

En çok kadınları etkiliyor ama maalesef çoğu kişi bunun farkında bile değil...

Böbrek yetmezliği genellikle sinsi ve yavaş geliştiği için tanıda gecikme oluyor. En belirgin belirtiler ise gece birden fazla idrara çıkma, yeni başlayan veya şiddeti artan kan basıncı yüksekliği en belirgin belirtilerden.

Bunların yanında bacaklarda ve göz kapaklarında şişme, cilt döküntüsü, idrar yaparken zorlanma, idrarda renk, koku değişiklikleri, köpük varlığı. Böbrek fonksiyonu bozuldukça buna halsizlik, sabahları bulantı ve kusma, kişilik değişiklikleri ve kaşıntı gibi belirtiler de ekleniyor.

Böbrek nakli için sıra bekleyenlerin bir kısmı uygun donör bulunmasıyla rahat nefes alabiliyor ama çok önemli bir bölümü hayatını diyaliz makinelerine bağlı geçirmek zorunda kalıyor. Uzmanların uyarısı ise “böbreklerinizi sağlıklıyken koruma altına alın, diyalize mahkum olmayın” şeklinde.

Genel sağlığımız açısından son derece önem taşıyan, böbrek sağlığını koruyabilmek için “altın kurallar” olarak belirtilen 10 öneri şu şekilde;

1. Hareket edin;

Düzenli olarak yürüyüş, hafif koşu, bisiklete binmek gibi egzersizler yapın ki dinç bir bedene sahip olun ve fazla kilolarınızdan da kurtulun. Böylece diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların böbreklerde yol açabileceği hasarı önleyebilir veya azaltabilirsiniz.

2. Kan şekerinizi düzenli kontrol edin;

Diyabet, kronik böbrek rahatsızlığına neden olan hastalıklar içinde ilk sırada yer alıyor. Uygun ilaç tedavisi, diyet ve egzersiz programı ile kan şekeri düzeyi ve kan basıncı normal sınırlarda tutularak, böbrekler diyabetin olumsuz etkilerinden korunabilir.

Diyabet gelişimi riskine sahipseniz (kilo fazlalığı olan, az hareket eden, ailesinde diyabet bulunan vb.) yılda bir kez kan şekeri ölçümü yaptırın.

3. Kan basıncınıza dikkat edin;

Diyabetik hastalarda sadece kan şekerinin yüksek olması değil, aynı zamanda hastaların hemen hepsinde var olan tansiyon yüksekliği (hipertansiyon) de böbreklerin hasarlanmasında önemli rol oynar.

Tuz kısıtlaması, fazla kilolardan kurtulma, egzersiz ve uygun ilaç tedavisi ile kan basıncı normal sınırlara gelen hastalarda hem böbrek hasarı gelişimi önlenebilir hem de varsa böbrek hastalığının ilerlemesi yavaşlatılabilir.

4. Sağlıklı beslenin ve normal kiloda olun;

Sağlıklı beslenme, kronik böbrek hastalığının ilerlemesini önleyebiliyor. Sağlıklı beslenebilmek için de en başta günlük tuz tüketiminizi azaltın. Özellikle taze yiyecekleri tercih edin, konserveleri ise sudan geçirmeden tüketmeyin.

5. Yeterli miktarda sıvı alın;

Hekiminiz farklı bir şey önermedikçe günlük 1.5 – 2 litre su tüketimi kronik böbrek hastalığı gelişimi riskini azaltır.

6. Sigara içmeyin; Sigara içilmesi böbrek kan akımında azalmaya neden olur. Böbreğin kan akımı azalması sonucu yeterince süzme yapamaz ve atık maddeler vücutta birikir. Ayrıca sigara içen kişilerde böbrek kanseri gelişme riski yüzde 50 artıyor.

7. Gelişigüzel ilaç kullanmayın;

Dünyada reçetesiz kullanılan ilaçların çoğu ağrı kesicilerdir. Bu ilaçlar bazen kullanıldıkları doz ve süre ile ilişkili, bazen de hiçbir şekilde doza bağımlı olmaksızın böbrek hasarı oluşturabilirler.

8. Yılda bir kez böbrek fonksiyonlarınızı kontrol ettirin;

Diyabetik, hipertansif, kilo fazlalığı olan, ailesinde böbrek hastalığı bulunan kişiler, hekime giderek yılda bir kez böbrek fonksiyonlarını kontrol ettirmeli.

9 . Günde 3 litre su için :

Kilonuza göre günde 2.5-3 litre su içmeye özen gösterin.

Unutmayın, hiç bir şey suyun yerini tutmaz, gün boyunca aldığınız diğer sıvılar belki susama hissinizi azaltabilir ama vücudunuzun su eksikliği tam olarak gideremez. Fakat su yararlı diye de çok çok fazla sakın tüketmeyin. Gereksiz yere böbreklerinizi yormayın, yıpratmayın.

10– Gereksiz tuz tüketiminden kaçının : 

Eğer siz de yiyeceklerin lezzetinin tuz oranı ile paralel olduğunu düşünüp, bu yanlışları sık tekrar ediyorsanız; bu durum, potansiyel bir böbrek hastası olduğunuz anlamına gelebilir.

Basit bir test ile tespit edilebiliyor

Böbrek hastalığı, kan ve idrar testi ile saptanabilir. Gerekli tedbirler alındığı takdirde ilerlemenin yavaşlatılması hatta önlenmesi mümkün olabilmektedir. Böbrek fonksiyonları %15’in altına indiğinde artık işler iyice zora girmiş demektir.

Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen...

Görsel kaynaklar:

  • http://www.acibadem.com.tr/Hayat/Bilgi/kimler-bobrek-yetmezligi-hastaliginda-risk-grubunda
İçerik Kaynakları :
  • http://www.acibadem.com.tr/Hayat/Bilgi/kimler-bobrek-yetmezligi-hastaliginda-risk-grubunda
  • https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberleri/bobrek-yetmezligi-en-cok-kadinlari-etkiliyor/

ŞUAN EN ÇOK NE OKUNUYOR 👇👇

Japon Çocuklarının Uysal Olma Nedenleri (Muhteşem, Herkes Okumalı)

Japon halkının karakteri dünyada birçok kesimlerce beğenilmektedir. Onların, aşırı büyük trajedileri muazzam bir stoacılıkla karşıladıklarını görürüz. Hiçbir durumda kontrolü ve kolektif bilinci kaybetmezler. Ayrıca, başkalarına gösterdikleri büyük saygı ve iş ahlakı ile bilinirler. Sadece Japon yetişkinler değil, çocuklar da Batı dünyasında gördüğümüz şeylerden çok farklıdır. Çok genç yaştan itibaren, yumuşak huylu ve nazik olmak ile meşhurlardır. Japon çocuklar öfke nöbetlerine girmez ve kontrolü kaybetmezler. “ Başarısız bir şekilde kendi tepkilerini kontrol etmeye çalışmak, korkunun köleliğine yol açan senaryosudur. ” – Giorgio Nardone Japonlar, kendini kontrol etme, saygı ve dizginleme değerlerinin hakim olduğu bir toplum oluşturmayı nasıl başardı? Çok katı oldukları için mi disiplinli bir topluma kavuştular? Ya da belki, çocuk yetiştirme stratejileri etkili kalıpları mı içeriyor? Bu konuyu daha ayrıntılı olarak inceleyelim. Japonlar aileye çok öne

Temizlikte Asla Sirke Kullanmamanız Gereken 6 Yer

Kimyasal kullanmamak için çoğu zaman ev temizliğinde sirke kullanırız. Ancak ev temizliğinde sirke her zaman yarar sağlamıyor. Evinizde kullandığınız birçok noktada sirke yarar yerine zarar verebiliyor. İşte ev temizliğinde asla sirke kullanmamanız gereken yerler. Sirke yemekler dışında temizlik konusunda da çoğu ev hanımının kurtarıcısı haline geldi. Yer silmeden çamaşır makinesinde yumuşatıcı olarak kullanmaya, dibi tutmuş tencereleri temizlemeye kadar daha birçok şeyde sirke kullanılıyor. Ancak sirke ev temizliğinde bir numaralı yardımcınız olsa da asla kullanılmaması gereken yerler var. İşte ev temizliğinde sirkeyi kullanmamanız gereken yerler 1 : Granit ve mermer mutfak tezgâhları  : Sirke içerisinde yer alan yoğun miktardaki asit nedeniyle granit ve mermer yüzeylere zarar verebilir, lekelenmeler oluşmasına neden olabilir. 2 : Ütüdeki yanık lekeleri  : Bayanların korkulu rüyası haline gelen ütü üzerine yapışmış yanık lekeler

Çamaşır Yumuşatıcının Harikalar Yarattığı Hiç Tahmin Edemeyeceğiniz 7 Yer

Bazı temizlik malzemeleri kullanım amaçlarının dışında da kullanılabiliyorlar. Evinizde kullandığınız birçok temizlik ürünü farklı alanlarda da kullanılabiliyorlar. Bunlardan biri de yumuşatıcı. Sadece kıyafetlerinizi yumuşatmakla kalmıyor aynı zamanda evinizin pırıl pırıl olmasını sağlıyor. Kulağa garip gelse de yumuşatıcılar, temizlik ürünlerinden daha fazla işe yarıyorlar. Yumuşatıcıyla yapabileceğiniz yedi farklı şeyi gördükten sonra siz de hak vereceksiniz. 1- Pencereler :  Pencereleriniz mi kirlendi? Sıkıntı yok! Hemen suyun içine yumuşatıcı ekleyin. Sprey şişesine koyup pencerelerinize sıkın ve kuru bezle camlarınızı temizleyin. Pencerelerinizin nasıl parladığını görünce siz bile şaşıracaksınız! 2- Yerler :  Yumuşatıcılar, sadece kıyafetlerinizi yumuşatmakla kalmaz aynı zamanda yerleri de pamuk gibi yapar. Ilık suyla yumuşatıcıyı karıştırın ve karışımla yeri paspaslayın. Yerde en ufak bir toz kalmayacak ve sert zemininizin yumuşadığını

Asla Buzdolabına Koymamanız Gereken 11 Yiyecek -

Mesela ekmeği buzdolabında mı, dondurucuda mı yoksa ekmek kutusunda mı saklamalıyız? Domatesi dolaba mı yoksa mutfak dolabına mı koymalıyız? Buzdolabına konulmaması gereken yiyecekler hakkında ne kadar bilgimiz var? Bazı yiyecekler tamamen buzdolabının dışında tutulmalı. Bunlardan en fazla tartışılanı kuşkusuz tereyağı oldu. İnsanlar tereyağını nasıl ve ne kadar süre dolabın dışında tutabileceklerini tartıştı. Dolaba konan yağı sürmek zor, peki ne yapmalıyız? Araştırmalar tereyağını ambalajından çıkarmadan buzdolabında saklamamız gerektiğini ve kullanmadan 10, 15 dakika önce çıkarmamızı söylüyor. Çünkü tereyağı pastörize sütten yapılıyor ve uzun süre dışarıda kalınca bozulma ihtimali artıyor. Tuzlu tereyağının bozulma süresi daha düşük çünkü tuz, bozulma oranını azaltıp bakterileri uzak tutuyor. Özetle, tereyağını tüm hafta boyunca dışarıda tutmanız önerilmiyor ama birkaç saat dışarıda kalmasında da sorun yok. Bazı yiyeceklerse tamamen buzdolabının dışın

Oğlunu Kaybeden Babanın Çocukları Hala Hayatta Olan Anne ve Babalara 9 Tavsiyesi +

Çocuklarınızın her daim yanınızda olacağını düşünerek hata ediyorsunuz. İşimizle ve diğer sorunlarla o kadar meşgulüz ki hayatımızdaki en değerli varlıkları unutuyoruz. Evlat acısını kimsenin tecrübe etmemesi söylenir. Richard Pringle ismindeki babanın Hughie ismindeki oğlu geçtiğimiz yaz beyin kanaması geçirdikten sonra hayatını kaybetti. Acılı baba, şimdi diğer anne ve babaların okumasını istediği 9 maddelik bir liste oluşturdu. Bütün anne ve babaların okuması gerekiyor. Minik Hughie henüz 3 yaşındayken hayatını kaybetti. Baba, Mirror’a “Beyin kanaması geçirme şansı sadece %5’ti. Maalesef %5’lik ihtimal gerçekleşti” dedi. Oğlunu kaybettikten bir yıl sonra Richard diğer anne ve babaların okumasını istediği 10 maddelik bir tavsiye listesi hazırladı. Okuyanlar hem duygulandılar hem de herkesin okuması için hızla paylaştılar. İşte Richard’ın evlatları hayatta olan anne ve babalara 10 tavsiyesi:     1. “Çocuklarınızı ne kadar öperseniz öpün size az geli